Kayıtlar

Aralık, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DİLDÂR

Dildâr     Leyla oldum, Aslı oldum, Şirin oldum belki sana Ama ben hiç böyle deli divane olmadım Nedir bendeki bu akılalmaz hâl? Biliyorum bu sevda karşılıksız  Ama gönül ne anlar bundan  O bir tek seni  Bir tek sevdasını bilir  Gözlerin sanki yemin etmiş gibi  Gözlerime değmemek için  Gönlün niye bu kadar inat eder? Beni gönlüne almamak için  Periza Eşki   Türkçe Öğretmenliği 2. Sınıf 

YÂD ELLER

YAD ELLER Gece, siyah saçlarını dağıtırken Sen dağıttın içimi, Belirsizlik tuzağına düşmüşken, Geldi daha beteri. Viraneyim her gördüğümde,   Gelmeni bekliyorum saatlerce, Her gün aynı terane, Yanımda istiyorum sadece. Göz göze gelmeye korkar, Dert başa sarar,  Yad eller seni arar, Can evimde bir telaş var. Songül Yıldızlı ( Türkçe Öğretmenliği 2.sınıf )

KARDELEN OLMAK İSTERİM

Dostluğun içinde bir karanfilim Yalnızlığın içinde bir kasımpatı Tutkularım bir erguvan ağacı İsteklerimse lavinia Bir kardelen olmak isterim Hemen, şimdi! Lalerimse sarı, beyaz, pembeleriyle Dolsun, dolsun gönlüme Bir yuva açsın çiçeklerim O yuvada bir gözlerinizin rengini unutmam Bir gülüşünüzü Papatyalar yeşertmişim içime ki ben, papatyaları da sevmem. Bir kardelen olmak isterim hemen, şimdi. Zorluğa rağmen zuhûr etmek, Tevâzuluğu esirgememek, Zarâfetten giysilerle Yorgun, bitkin düşmek, oluruyla! Bir kardelen olmak isterim, Ben, şimdi. Ben bi’ kardelen çiçeği Siz, Bayım, siz bi’ kar tanesi Bir kardeleniniz olmak isterim hemen, şimdi… Beyza Genç (Gazi Eğitim Fakültesi - Türk Dili ve Edebiyâtı Öğretmenliği 3.sınıf)

ETTİN BENİ

Bir bakışın ile ettin beni zail. Bir gelişin ile ettin beni nail.  Bir duruşun ile ettin beni hayran. Bir selamın ile ettin beni candan. Bir sohbetin ile ettin beni kendine sarmaşık. Bir gidişin ile ettin beni karmaşık.  Gamze Biliş  (Gazi Eğitim Fakültesi–Türkçe Öğretmenliği 2.sınıf) 

Saat Yediye Geliyor

Saat Yediye Geliyor    Köşe başını döndüğümde geride bir şey unuttuğum aklıma geldi: Çocukluğum. Evet, çocukluğum. Saat yediye geliyordu. Binadan üç can çıktı. Nesi var Rüstem? Ayağı ezilmiş, yanındakinin de kolu kopmuş. Şu çocuğun nesi var? Bilmiyoruz, konuşmuyor ahraz herhalde. Herhalde. Sabah olmuş, nerede benim kahvem? Hâlâ neden yakmadın sobamı? Saat yediye geliyor, Paşa gelir birazdan. Muhakkak gelir .  Geçtiğim köşe bana çok şey anlatıyordu. Âdeta benimle konuşuyor, beni azarlıyordu. Sen hiç çocuk olmadın, zaten bunu hak etmedin de sen. Senin nene lazım çocuk olmak. Sana ne lazım parkta oynamak, okula gitmek. Sen adam olarak doğdun ve hep öyle kalacaksın.  Aslında doğru değildi, bir zamanlar çocuktum. Fakat o sese karşı çıkacak mecalim yoktu. Cevap vermedim, devam etti. Hem sen çocuk olsan evdeki garibanlar ne yapacaktı? Hepsi eline bakıyor. Yedi nüfus! Evet, yedi. Ne yapmalıydım? Onları da mı terk edecektim?  Bütün bu düşüncelerin ağır tesiri ile köşe ba...

Dil ve Dilin Ortaya Çıkışı

  Dil ve Dilin Ortaya Çıkışı    21. yüzyılda yaşayan şanslı bireyler olarak, hayatımızı kolaylaştıran onlarca, hatta yüzlerce araca sahibiz. Mutfak aletleri, taşıtlar, telefonlar, bilgisayarlar, tabletler... Bunların hepsi bizi gerçekleştirmek istediğimiz sonuca ulaştıran araçlardır. Peki, günlük hayatta en çok kullandığınız aracın ne olduğunu düşündünüz mü? Cevabınız pekâlâ her gün saatlerce sevgilinizle mesajlaştığınız telefonunuz ya da başında dakikalarca uykusuz beklediğiniz kahve makineniz olabilir. Ancak cevap ne yazık ki bunlardan biri değil. Hepimiz bir gün içerisinde onlarca insanla iletişim kuruyoruz. Bu iletişimi ne ile kuruyoruz? Tabii ki dille! Tüm işlerimizi konuşarak, iletişim kurarak halletmiyor muyuz? Dil, insanlar arasında anlamlı bir bağ kurmamızı sağlayan, şüphesiz en temel unsurdur. Günlük yaşamda kullandığımız kelimeler, cümleler ve ifadeler sayesinde düşüncelerimizi, duygularımızı ve ihtiyaçlarımızı başkalarına aktarırız. İster bir öğretmen olara...

Bu blogdaki popüler yayınlar

İRTİDAD YAMACI

SALDIN BENİ

BAKMA BANA ÖYLE